Bakakalırım giden geminin ardından, atamam kendimi denize; dünya güzel...



24 Haziran 2010 Perşembe


kursa gittim bugün; hani bir yıldır elime almadığım gitarın kursuna...
nerdeyse zahmet oldu kendi kendime bir yıl boyunca, bugün de gittim iyi ettim.
dönüşte aldığım filmleri değerlendirmekti akşam amacım...
ya da aldığım iki kitabı hatim etmekti belki de bu geceki planım...
ama noldu, ani değil ama acil bir cenaze çıktı.

telaş yok...

bir ay önceden yer ayırttırmıştım bu cenaze için salondaki koltuğa :p

dizi izlemeyi tamamen bıraktığım şu dönemde ilk defa oturdum ve aşk-ı memnu izledim.
iyi mi ettim bilemem ama...

öldü aşık, maşukunun gidişine dayanamadan...
ve ölümdü maşuğa aşkını hatırlatan belki de..
bu saçma sapan günümüze uyarlanmış diziden çıkardım sanırım bunları :)

ama maşuk artık sevmediğini düşündüğü aşıkını terketti, kendine yeni bir aşık bulduğunu sandı ya hani...
işte ordan çıkardım bu sonuçları.

hani sevince insan çok, kaybedince mi anlar sevdiğini.
kıymet bilmek için kaybetmek mi gerekir gerçek anlamda..

ve bu kadar mı bencil olunur; sana, ona, buna, en önemlisi kendine ve aslında herkese karşı...

bencillik... tahammül edilemeyen hastalık...

ve yine oldu olan;
kaçtı maşuk...
dedi diyeceğini;
"behlül kaçar"
canı yanarken bile
sadece kendini düşünerek...

ah şu aptal diziler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder