Bakakalırım giden geminin ardından, atamam kendimi denize; dünya güzel...



28 Ağustos 2010 Cumartesi

hani yazmak istiyorum bazen doluyorum doluyorum... ama bilmiyorum neye ve kime yazmak istiyorum.
sadece yoğunluk var ama hep en yakına karşı olan.

özlüyorum sanki bazen ama özlemesem daha iyi diyorum hep.
ve birden farkediyorum ki o özlem özlememem gereken kişiye değil aslında.
alışkanlığıma..

maviydim hep bi ara; yeşille birleşen mavi..
hani havuçlu tarçınlı kek gibi: ne mavisi ne de yeşili eksik olabilen cinsten..

daha sonra tarifinin çok kolay olduğu farkedilen hani.
-ha o mu! keke havuç tarcın katıyorsun yapıyorsun, birşey yok, tarafından yani olayın..

doldum yine tam göğsüme kadar niye bilmiyorum ama arkadan bir ses geliyor:

"Yarım kalırlar
Yetim kalırlar
Küskün kalırlar
Aynı sen ve ben gibi"

diyor o.. şebnem aslında, ama o..


boşluk mu bendeki bilmiyorum ama sakin ve sukûn içinde hiçbir şeysiz kalacağım bir süre...

hiçbir şeysiz.. yapabildiğim kadar.

yaz diye tutturduğun şiiri de yazmayacağım hiçbir zaman.

karar verdim: alışkanlıklarımı özledim: yeşilimi mavimi.
hani atanmak için can attığım yeri..

ve hafif bir gülümseme bende her gün selam vermediğim, selamımı esirgediğim essiz insan için buruk bir hisle..

yavaş yavaş su yudum yudum su içtim;
sonra kayboldum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder